NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
مُعْتَمِرٌ
قَالَ
سَمِعْتُ
مُحَمَّدَ
بْنَ فَضَاءٍ
يُحَدِّثُ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ
عَلْقَمَةَ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
أَبِيهِ
قَالَ نَهَى
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَنْ تُكْسَرَ
سِكَّةُ
الْمُسْلِمِينَ
الْجَائِزَةُ
بَيْنَهُمْ
إِلَّا مِنْ
بَأْسٍ
Alkame b. Abdullah'ın,
babasından rivayet ettiğine göre;
Rasûlullah (s.a.v.);
müslümanların tedavüldeki parasının, ihtiyaç yokken kırılmasını yasakladı.
İzah:
İbn Mâce, ticârât;
Ahmed b. Hanbel, III, 419.
Bu hadis-i şerif,
tedavülde olan madenî paraların kırılmasının ihtiyaç olmadığı takdirde caiz
olmadığına delâlet etektedir.
Mutlak olarak
"para" diye terceme ettiğimiz "sikke" altın ve gümüşten
yapılmış paralara denilir. Hattâbî; "Sikke; üzerine dirhem tab edilen
demirdir" demektedir.
Yukarıda, tedavüldeki
altın ve gümüş paranın, ihtiyaç olmadan kırılamayacağını söyledik. Bu
ihtiyaçtan maksat; paranın sahte olması şüphesi veya ayarının düşük olması
endişesidir.
Hz. Nebi'in, altın ve
gümüş parayı kırmaktan men etmesindeki sebebin ne olduğunda farklı görüşler
ileri sürülmüştür. Hattâbî bu görüşleri şu şekilde beyan etmektedir:
1- Paraların üzerinde
Allah'ın ismi yazılı olduğu için yasaklanmış olabilir.
2- Para bir emanettir.
Onun kırılması malı telef etmektir.
Ebu'l-Abbas'dan rivayet edildiğine göre; bazı şahıslar paranın
kenarlarını makasla alıyorlar, böylece kâr ettiklerini zannediyorlardı. Bazı
âlimler yasağa sebebin bu olduğunu söylerler.
3- Paranın kesilmesi
onun zayıflatılmasına sebep oluyordu, menedilme-sine sebep bu idi.
Şevkânî; altın ve başka
madenlerden yapılan paraların kesilip küçültülmesinin de dirhemi (gümüş para)
kırmak hükmünde olduğunu belirtir ve bunun yasaklanmasındakihikmetin, mal
kaybma sebep olması olduğunu söyler. Şevkânî devamla; paranın kırılıp
kesilmesini caiz kılacak ihtiyacın şahsî ihtiyaç olamayacağını, çünkü topluma
zararı olan bir şeyin, ferdm ihtiyacı için bile olsa irtikâb edilemeyeceğini
belirtir. Yine Şevkânî'nin İbn Süreyc'ten naklettiğine göre bazıları,
Şamlıların yaptıkları gibi, paraları makasla kesip biriktiriyorlar ve bunları
eritip önemli miktarda para kazanıyorlardı. Rasülullah (s.a.v.) bu yüzden
parayı kırmayı yasak etmiştir.
Bilindiği gibi
paraların değeri itibaridir. Fakat bu, paranın masrafsız olduğu manasına
gelmez. Bugün kullanılan kâğıt paranın bile azımsanmayacak bir maliyeti vardır.
Dolayısıyla madenî paraların kırılıp parçalanması, kâğıt paraların yırtılması
veya yıpratüması millî servet kaybıdır. Onun için, madenî paraların kırılması
konusundaki yasağı, kâğıt paralara da teşmil etmek mümkündür.